Akın Ülkü Sevinç | Time Kocaeli Dergisi Köşe Yazısı | Ekim 2018



İzmit’te Bir Mimar Sinan Şaheseri!
Bu ayki yazımda sizlere, günümüzde halk tarafından Yeni Cuma Camisi olarak adlandırılan ve bugün yalnızca cami, çeşme, şadırvan ve sıbyan mektebi bölümleri ayakta kalan Pertev Mehmet Paşa Külliyesi’ni biraz daha yakından tanıtacağım. Rumeli Beylerbeyi Pertev Paşa’nın adına vasiyeti gereği, kethüdası Sinan Ağa tarafından, vakıf olarak temeli 1572’de atılarak 1579-80 yılında tamamlanmak üzere dönemin Osmanlı başmimarı Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Eski Valilik binasının 100 metre kuzeydoğusunda, İstanbul-Ankara karayolunun kenarında bulunan Yeni Cuma Cami, ilk inşa edildiğinde imaret, hamam, kervansaray, sıbyan mektebi, aşevi, şadırvan, çarşı ve çeşmeden meydana gelmişti. Hamam caminin kuzeybatısında, imaret batıda, kervansaray ise güneybatıda bulunuyordu. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan kervansarayın güneydoğusunda ise dükkânlar sıralanmıştı.
Cami, hamam, aşevi, kervansaray, çeşme, imaret, sıbyan mektebinden (medrese) meydana gelen külliyenin bugün yalnız camii ve sıbyan mektebi ayakta olup hamamın birkaç duvarı da görülebilmektedir. Cumhuriyet döneminde İzmit’in yeniden planlanması sırasında önce Hermann Jansen, sonra da Prof. Kemal Ahmet Aru’nun imar planları ile külliyenin etrafı açılmış ve yapı topluluğunun daha görkemli bir görünüm kazanmasına neden olunmuştur. Ne var ki, bu çalışmalar sırasında tarihi değere sahip olan külliyenin hamamı ile kervansarayı tümüyle yıkılmış, şu anda kurs olarak kullanılan sıbyan mektebi ise orjinalliğini yitirmiştir. Yol kenarında, parkın içinde kalan yapılar, zamanın da yıpratıcı etkisiyle yok olmaya yüz tutmuşlardır. Bugün yalnızca hamamın birkaç duvarı ayaktadır. Külliyenin merkezin teşkil eden camii, kare mekanlı, tek kubbeli olup kubbeye geçişleri sağlayan tromplar dışarıdan görülebilmektedir.

1895 yılında Pertev Mehmet Paşa Camii - Alman Arkeoloji Enstitüsü Fotoğraf Arşivi

Her Noktası İnce Düşünülmüş Mimari Detaylar
Camii moloz taştan yüksek duvarlı, pencereli, geniş bir avlu içindedir. Külliyenin avlusu iki kısımdan meydana gelmiştir. Bunlardan bir tanesi son cemaat yerinin önünde, diğeri de mihrap yönündedir. Her iki avlu birbirlerinden duvar ile ayrılır. Kıble tarafı uzun süre mezarlık olduğu için ek bir duvarla ayrılmıştır. Avlunun ortasında tarihi çınar ağaçlarının arasında, on iki köşeli bir şadırvan bulunur.
Kısa dikdörtgen planlı cami, geleneksel Mimar Sinan tarzında tek kubbeli’dir. Dört tarafta yarım kubbeler ana kubbenin direncini sağlamaktadır. Caminin cümle kapısında ıstılatlı başlığı bulunan 4 kolonlu arkadlı bölüm son cemaat yerinde küçük kubbeler vardır. Son camaat yerini çevreleyen ahşap çatılı galeri yine Sinan’ın tarzını yansıtmaktadır.
Üç yönden kapılıdır. Birinci genel cemaat, ikinci kadınlar için olup üçüncüsü minare ve asma katlara açılmaktadır. Eskiden kervansarayın bulunduğu tarftaki batı çevre duvarındaki ana giriş kapısı üzerinde 1579 tarihli kitabede “Cami-i Şerif-i Pertev Mehmet Paşa Sene: 987” yazısı bulunmaktadır. Kapının üzerinde ikinci bir kat, müezzin mahfili bulunmaktadır.
Tek kubbe kasnağı çevresinde 24 pencere bulunmaktadır. Yan duvarlarda müezzin mahfili sırasında dörder, kıble tarafında mihrab üzerindeki daire biçiminde olmak üzere beş pencere bulunmaktadır. Bol sayıdaki bu pencerelerle caminin aydınlatılması sağlanmıştır. Cami içinde çiniye yer verilmeyişi, o dönem yapıları içerisinde pek de karşılaşılmayan ilginç bir durumdur. Caminin pencere aralarında yazı frizleri ve kalem işleri bulunmaktadır. Camideki mermer işlerinin yanı sıra ahşap işçiliği oldukça ileri düzeydedir. Mihrab ve minberi mermerdir. Geometrik desenlerle işlenmiştir. Mermer mihrap ve minber, geometrik bezemelerle kaplıdır. Üzerindeki ince işlemeler ve camlardaki alçı süsler Türk süsleme sanatının eşsiz örneklerinden biri olarak dikkat çeker.
Cami avlusunun güneybatı köşesinde, duvarın dış yüzeyinde yolcular ve hayvanları için bir çeşme grubu bulunur. Yolcular için düşünülmüş, döneminde az rastlanır tarzda yapılmış büyük çeşmenin sivri kemerinin içinde çeşme aynası ve kitabesi mevcuttur. Sivri kemerli,kesme taştan, yolcuların ve halkın su içtiği çeşmenin aynasındaki sülüs yazılı kitabede Hicri 987 yani Miladi 1571 tarihi ile “Çeşme-i Latif-i Pertev Mehmet Paşa” yazısı mevcuttur. Üç bölümlü çeşmenin yalakları bugün yol altında kalmıştır. Bitişiğinde moloz taş duvar örülü, tuğla kemerlerden oluşan, yan yana iki niş içinde kervan hayvanları için yapılmış çeşmeler yer alır. Sekizgen kasnak üzerinde bir kubbe ile örtülü su haznesi, insanlar tarafından kullanılan ana çeşmenin arkasında yer almaktadır.
Evliya Çelebi’ye göre: Kentte yirmiüç cami vardır. En eskisi çarşı içindeki Mahkeme cami olup, bir minareli,örtülü, aydınlık bir camidir. Bu camiyi Süleyman Han’ın vezirlerinden Pertev Paşa burada yedi sene süren hakimliği sırasında yaptırmıştır. Hamamlarından Pertev Paşa hamamı ki, suyu, havası, binası ve dellakları güzeldir. Rüstem Paşa hamamı da, Pertev Paşa hamamı da Mimar Sinan elinden çıkmıştır. Hanların en mükemmeli Pertev Paşa Mihmanhanesidir. Kente gelip geçenler için yapılmış 70 ocak bir handır ki, binası kagir, tuluz kubbe ve kurşunludur.
Günümüzdeki adıyla Yenicuma Camii (Pertev Mehmet Paşa Külliyesi)


Birçok Kez Tadilat Yapılmış
1935 yılı içinde Kağıt fabrikası ve diğer yerlerde yapılan kazılarda da tarihi eserler bulunmuştur. İzmit Halkevi Tarih ve Müze Şubesi bu değerli eserleri başka bir kente göndermek yerine İzmit'te sergileyebilmek için bir müze açılması için çaba göstermiştir. Müze binası seçeneklerinden biri olarak da Mimar Sinan’ın eseri olan Yeni Cuma Camii düşünülmüştür. Ancak bu yapı askeriyenin elinde olduğu için binanın boşaltılması için Valiliğe ve Vakıflar Müdürlüğü’ne basvurulmuştur. (BCA, 490.01/988.827.1, Belge 245. Aktaran Berna Kaya, Bir Halk Eğitim Kurumu Olarak İzmit Halkevi, s. 182, SAÜ – SBE Yük. Lis. Tezi, Haziran 2008)
25 Mayıs 1719 depreminde hasar gördüğü, İzmit Kadısı’na yazılan 1719 tarihli hükme göre, depremde hasar gören camii, imaret, hamam ve hanın tamir edildiği görülmektedir. 22 Mayıs 1766 günü başlayarak Kuzey Marmara’da aralıklarla iki ay devam eden deprem sonucu da İzmit’te bir çok yapıda hasar oluştu, tersane kullanılamaz hale geldi. Toplam 4.000 kişi ölürken deprem Tekirdağ ve Karamürsel civarında etkili oldu. Osmanlı Vekayı namecisi Şemdanizade’ye göre yer altındaki su yolları dahi kullanılamaz hale gelmişti. Pertev Paşa camii, imaret, sebil ve su yolu tamir edildi. Şehirde bir çok insan çadırlarda oturdu. Hünkar Kasrı’nın o güne değin kagir olan binası temele kadar çöktü. 1764 tarihli hükme göre camii, imaret, sebil ve su yolunun tamir edildiği, 1858 tarihli tezkere göreyse camiinin bir onarım daha gördüğü, 1952-1961 arasında avlu duvarlarının kısmen, şadırvan çatısı ile etrafındaki dikmelerin, cami kalem işlerinin ve alçı pencerelerin yenilendiği görülmektedir.
Günümüzde, hergün binlerce İzmitlinin etrafından geçtiği, parkında soluklandığı, bahçesinde çayını yudumladığı Yeni Cuma Cami(Pertev Mehmet Paşa Külliyesi) Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü tarafından tadilata alınmış, 2019 yılının ilk aylarında tekrar ibadete açılacağı günü beklemektedir.

Akın Ülkü Sevinç
16 Eylül  2018
Time Kocaeli Dergisi

Yorumlar