İzmit’te Bir Mimar Sinan
Şaheseri!
Bu ayki yazımda sizlere, günümüzde halk tarafından Yeni
Cuma Camisi olarak adlandırılan ve bugün yalnızca cami, çeşme, şadırvan ve sıbyan
mektebi bölümleri ayakta kalan Pertev Mehmet Paşa Külliyesi’ni biraz daha
yakından tanıtacağım. Rumeli Beylerbeyi Pertev Paşa’nın adına vasiyeti gereği,
kethüdası Sinan Ağa tarafından, vakıf olarak temeli 1572’de atılarak 1579-80
yılında tamamlanmak üzere dönemin Osmanlı başmimarı Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.
Eski Valilik binasının 100 metre kuzeydoğusunda, İstanbul-Ankara karayolunun
kenarında bulunan Yeni Cuma Cami, ilk inşa edildiğinde imaret, hamam,
kervansaray, sıbyan mektebi, aşevi, şadırvan, çarşı ve çeşmeden meydana
gelmişti. Hamam caminin kuzeybatısında, imaret batıda, kervansaray ise
güneybatıda bulunuyordu. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan kervansarayın
güneydoğusunda ise dükkânlar sıralanmıştı.
Cami, hamam, aşevi, kervansaray, çeşme, imaret, sıbyan
mektebinden (medrese) meydana gelen külliyenin bugün yalnız camii ve sıbyan
mektebi ayakta olup hamamın birkaç duvarı da görülebilmektedir. Cumhuriyet
döneminde İzmit’in yeniden planlanması sırasında önce Hermann Jansen, sonra da
Prof. Kemal Ahmet Aru’nun imar planları ile külliyenin etrafı açılmış ve yapı
topluluğunun daha görkemli bir görünüm kazanmasına neden olunmuştur. Ne var ki,
bu çalışmalar sırasında tarihi değere sahip olan külliyenin hamamı ile
kervansarayı tümüyle yıkılmış, şu anda kurs olarak kullanılan sıbyan mektebi
ise orjinalliğini yitirmiştir. Yol kenarında, parkın içinde kalan yapılar,
zamanın da yıpratıcı etkisiyle yok olmaya yüz tutmuşlardır. Bugün yalnızca
hamamın birkaç duvarı ayaktadır. Külliyenin merkezin teşkil eden camii, kare
mekanlı, tek kubbeli olup kubbeye geçişleri sağlayan tromplar dışarıdan
görülebilmektedir.
1895 yılında Pertev Mehmet Paşa Camii - Alman Arkeoloji Enstitüsü Fotoğraf Arşivi |
Her Noktası İnce
Düşünülmüş Mimari Detaylar
Camii moloz taştan yüksek duvarlı, pencereli, geniş bir
avlu içindedir. Külliyenin avlusu iki kısımdan meydana gelmiştir. Bunlardan bir
tanesi son cemaat yerinin önünde, diğeri de mihrap yönündedir. Her iki avlu
birbirlerinden duvar ile ayrılır. Kıble tarafı uzun süre mezarlık olduğu için
ek bir duvarla ayrılmıştır. Avlunun ortasında tarihi çınar ağaçlarının
arasında, on iki köşeli bir şadırvan bulunur.
Kısa dikdörtgen planlı cami, geleneksel Mimar Sinan
tarzında tek kubbeli’dir. Dört tarafta yarım kubbeler ana kubbenin direncini
sağlamaktadır. Caminin cümle kapısında ıstılatlı başlığı bulunan 4 kolonlu
arkadlı bölüm son cemaat yerinde küçük kubbeler vardır. Son camaat yerini
çevreleyen ahşap çatılı galeri yine Sinan’ın tarzını yansıtmaktadır.
Üç yönden kapılıdır. Birinci genel cemaat, ikinci
kadınlar için olup üçüncüsü minare ve asma katlara açılmaktadır. Eskiden
kervansarayın bulunduğu tarftaki batı çevre duvarındaki ana giriş kapısı
üzerinde 1579 tarihli kitabede “Cami-i Şerif-i Pertev Mehmet Paşa Sene: 987”
yazısı bulunmaktadır. Kapının üzerinde ikinci bir kat, müezzin mahfili
bulunmaktadır.
Tek kubbe kasnağı çevresinde 24 pencere bulunmaktadır.
Yan duvarlarda müezzin mahfili sırasında dörder, kıble tarafında mihrab
üzerindeki daire biçiminde olmak üzere beş pencere bulunmaktadır. Bol sayıdaki
bu pencerelerle caminin aydınlatılması sağlanmıştır. Cami içinde çiniye yer
verilmeyişi, o dönem yapıları içerisinde pek de karşılaşılmayan ilginç bir
durumdur. Caminin pencere aralarında yazı frizleri ve kalem işleri
bulunmaktadır. Camideki mermer işlerinin yanı sıra ahşap işçiliği oldukça ileri
düzeydedir. Mihrab ve minberi mermerdir. Geometrik desenlerle işlenmiştir.
Mermer mihrap ve minber, geometrik bezemelerle kaplıdır. Üzerindeki ince
işlemeler ve camlardaki alçı süsler Türk süsleme sanatının eşsiz örneklerinden
biri olarak dikkat çeker.
Cami avlusunun güneybatı köşesinde, duvarın dış yüzeyinde
yolcular ve hayvanları için bir çeşme grubu bulunur. Yolcular için düşünülmüş,
döneminde az rastlanır tarzda yapılmış büyük çeşmenin sivri kemerinin içinde
çeşme aynası ve kitabesi mevcuttur. Sivri kemerli,kesme taştan, yolcuların ve
halkın su içtiği çeşmenin aynasındaki sülüs yazılı kitabede Hicri 987 yani
Miladi 1571 tarihi ile “Çeşme-i Latif-i Pertev Mehmet Paşa” yazısı mevcuttur.
Üç bölümlü çeşmenin yalakları bugün yol altında kalmıştır. Bitişiğinde moloz
taş duvar örülü, tuğla kemerlerden oluşan, yan yana iki niş içinde kervan
hayvanları için yapılmış çeşmeler yer alır. Sekizgen kasnak üzerinde bir kubbe
ile örtülü su haznesi, insanlar tarafından kullanılan ana çeşmenin arkasında
yer almaktadır.
Evliya Çelebi’ye göre: Kentte yirmiüç cami vardır. En
eskisi çarşı içindeki Mahkeme cami olup, bir minareli,örtülü, aydınlık bir
camidir. Bu camiyi Süleyman Han’ın vezirlerinden Pertev Paşa burada yedi sene
süren hakimliği sırasında yaptırmıştır. Hamamlarından Pertev Paşa hamamı ki,
suyu, havası, binası ve dellakları güzeldir. Rüstem Paşa hamamı da, Pertev Paşa
hamamı da Mimar Sinan elinden çıkmıştır. Hanların en mükemmeli Pertev Paşa
Mihmanhanesidir. Kente gelip geçenler için yapılmış 70 ocak bir handır ki,
binası kagir, tuluz kubbe ve kurşunludur.
Günümüzdeki adıyla Yenicuma Camii (Pertev Mehmet Paşa Külliyesi) |
Birçok Kez Tadilat
Yapılmış
1935 yılı içinde Kağıt fabrikası ve diğer yerlerde
yapılan kazılarda da tarihi eserler bulunmuştur. İzmit Halkevi Tarih ve Müze
Şubesi bu değerli eserleri başka bir kente göndermek yerine İzmit'te
sergileyebilmek için bir müze açılması için çaba göstermiştir. Müze binası
seçeneklerinden biri olarak da Mimar Sinan’ın eseri olan Yeni Cuma Camii
düşünülmüştür. Ancak bu yapı askeriyenin elinde olduğu için binanın
boşaltılması için Valiliğe ve Vakıflar Müdürlüğü’ne basvurulmuştur. (BCA,
490.01/988.827.1, Belge 245. Aktaran Berna Kaya, Bir Halk Eğitim Kurumu Olarak
İzmit Halkevi, s. 182, SAÜ – SBE Yük. Lis. Tezi, Haziran 2008)
25 Mayıs 1719 depreminde hasar gördüğü, İzmit Kadısı’na
yazılan 1719 tarihli hükme göre, depremde hasar gören camii, imaret, hamam ve
hanın tamir edildiği görülmektedir. 22 Mayıs 1766 günü başlayarak Kuzey
Marmara’da aralıklarla iki ay devam eden deprem sonucu da İzmit’te bir çok
yapıda hasar oluştu, tersane kullanılamaz hale geldi. Toplam 4.000 kişi ölürken
deprem Tekirdağ ve Karamürsel civarında etkili oldu. Osmanlı Vekayı namecisi
Şemdanizade’ye göre yer altındaki su yolları dahi kullanılamaz hale gelmişti.
Pertev Paşa camii, imaret, sebil ve su yolu tamir edildi. Şehirde bir çok insan
çadırlarda oturdu. Hünkar Kasrı’nın o güne değin kagir olan binası temele kadar
çöktü. 1764 tarihli hükme göre camii, imaret, sebil ve su yolunun tamir
edildiği, 1858 tarihli tezkere göreyse camiinin bir onarım daha gördüğü, 1952-1961
arasında avlu duvarlarının kısmen, şadırvan çatısı ile etrafındaki dikmelerin,
cami kalem işlerinin ve alçı pencerelerin yenilendiği görülmektedir.
Günümüzde, hergün binlerce İzmitlinin etrafından geçtiği,
parkında soluklandığı, bahçesinde çayını yudumladığı Yeni Cuma Cami(Pertev
Mehmet Paşa Külliyesi) Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü tarafından tadilata alınmış,
2019 yılının ilk aylarında tekrar ibadete açılacağı günü beklemektedir.
Akın Ülkü Sevinç
16 Eylül 2018
Time Kocaeli Dergisi
Yorumlar
Yorum Gönder