Nikomedya Hoşgörü
Fermanları
Oldukça derin, bir o kadar enteresan olaylarla dolu ama bilinmesi gerektiği kadar bilinmeyen kent
tarihi denizinde yolculuğumuza devam ediyoruz. Bu sayımızda sizlere dünya
tarihi için önemli dönüm noktalarından biri olan “Nikomedya Hoşgörü
Fermanları”nı anlatacağım. 30 Nisan 311 yılında, kentimizin eski adı olan Nikomedya,
Roma İmparatorluğu’nun başkentiyken, dönemin imparatoru Nikomedya’dan “Nikomedya
Hoşgörü Fermanı | Edict Of Tolerance Of Nicomedia” yayınlar. O güne kadar Roma
İmparatorluğu sınırları içerisinde pagan inanç hakimdir. Bu ferman gereği;
herkes kendi dinini hoşgörü çatısı altında özgürce yaşayabileceği emredilir. Bu
ferman, dünya tarihinde yayınlanan ilk hoşgörü fermanı olarak da tarihe
geçmiştir. İlk fermandan 2 yıl sonra, içeriği genişletilerek ikinci bir ferman
olan “Milano Hoşgörü Fermanı | Edict Of Tolerance Of Mailand” hoşgörü fermanı yine
Nikomedya’dan yayınlanmıştır.
Nikomedya’yı Roma İmparatorluk başkenti yapan Diocletian’ın
ardından yerine geçen Galerius imparatorluk içindeki sorunları görüşmek üzere
Tuna Nehri kıyısında bulunan Carnuntum’da 11 Kasım 308 tarihinde Diocletian’ın
da katıldığı bir toplantı düzenlemiştir. Toplantıda imparatorluk yeniden
yapılandırılmış, doğuda Galerius ve Maximinus, batıda ise Licinius ve
Constantine tarafından yönetilecek yeni bir tetrarşi(Dörtlü Yönetim) düzeni
oluşturulmuştur. Bu süreç içerisinde dinsel inanç katliamları devam etmiş,
ancak hristiyanlık bu şiddet karşısında daha fazla yayılmıştır. Bunun üzerine
Galerius 311 yılı Şubat ayında Sofya’da mevcut imparatorları toplantıya
çağırmıştır. Görüşmeler sonunda hristiyanlara karşı uygulanan şiddetin bir
yarar getirmediği, hoşgörü ile davranılması gerektiğine karar verilmiştir.
Böylece hıristiyanlara devlet yönetiminde görev vermeden sadece ibadetlerini
özgürce yapmaları için 30 Nisan 311 tarihinde başkent Nikomedya’dan “Hoşgörü Fermanı”
yayınlanmıştır.
İzmit Cumhuriyet Parkı içerisinde bulunan İzmit Hoşgörü Anıtı |
Nikomedya Hoşgörü Fermanı;
“Halkın iyiliği ve
rahatlığı için sağladığımız şeyler arasında, öncelikle Romalıların eski
kanunları ve sosyal kurallarıyla her şeyi rahat bir duruma getirmeyi ve
atalarının dini inançlarını benimseyen Hıristiyanlarında iyi bir duruma
gelmelerini istedik. Çünkü herkes kendi isteğine göre kurallar koyduğu için,
böyle bir ortamda insanlar atalarından ve köklerinden gelen inançları
yaşayamadılar. Bu yüzden hayatları tehlike altındaydı ve birçok kez ölümle karşı
karşıya kaldılar. Pek çoğu yine de kararlarında direndikleri için ve Hıristiyan
tanrılarına hürmet edip tapmadıkları için ve biz herkese hoşgörüyle ve
anlayışla yaklaşmak istediğimiz için düşündük ki herkese özgürlük sağlamalıyız.
Bu sayede hem bir Hıristiyan olarak yaşamaya devam edebilirler hem de düzeni
bozmadıkları sürece kendi dini toplantılarını yapabilirler. Mahkemelerin ne
yapması gerektiğini bir başka bildiride anlatacağız. Bu hoşgörümüzden dolayı,
kendi tanrılarına, bizim güvenliğimiz, ülkenin güvenliği ve kendi güvenlikleri
için dua etmelidirler, böylece imparatorluk hiç bir taraftan darbe almaz ve
onlar da evlerinde güven içinde yaşayabilirler.”
Nikomedya Hoşgörü Fermanı’ndan iki yıl sonra Batı
İmparatoru Constantine ve Doğu İmparatoru Licinius 13 Haziran 313 tarihinde,
Nikomedya'da 30 Nisan 311 tarihinde yayınlanan “Hoşgörü Fermanı”nı genişleterek
tüm dinlere özgürlük politikasını kabul eden Milano Hoşgörü Fermanı'nı ilan
etmişlerdir. Günümüzden yaklaşık 1.700 yıl önce yayınlanan “Nikomedya ve Milano
Hoşgörü Fermanları” sayesinde tüm dinler için inanç özgürlüğü sağlanmış ve bu
dönem insanlık için önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Antik İzmit Kentinin
İsim Babası I. Nicomedes
Bir önceki yazımla birlikte sizleri İzmit tarihinde iz
bırakan şahsiyetlerle tanıştırmaya başlamıştım. Bu şahsiyetlerden ilki İzmit’i
fethederek Osmanlı topraklarına katılmasına sağlayan Sultan Orhan Gazi’ydi. Bu
ayki yazımda Nikomedya kentinin isim babası I. Nicomedes’ten bahsedeceğim.
I.Nicomedes ikinci Bithynia Kralı olan I. Zipoetes'in
tahta MÖ 278'de çıkan en yaşlı oğludur.
İki kardeşini öldürdükten sonra kendi hükümdarlığını başlatmış ancak
daha sonra II. Zipoetes olarak bilinen üçüncü kardeşi ona karşı bir isyan
başlatıp ve bir süreliğine Bithynia 'nın büyük bir kesiminde kendi bağımsız
iktidarını sürdürmüştür.
Bithynia’nın önde gelen şehri olan Astakos uzun süre
savaş tahribatına uğrayarak neredeyse aç ve susuz kalmıştı. Bunun üzerine I. Nikomedes
Lysimakhos’un yakıp yıktığı Astakos’un yerine
yeni bir başkent kurmayı düşünerek bütün Bithynia kıyısının en güzel bir
yerini bunun için seçti. MÖ 264’de karşı kıyıda kurduğu bu kente, diğer helenistik krallıklarda
olduğu gibi kurucu kral onuruna, Nikomedes ülkesi anlamında Nikomedia ismi
verildi ve eski Astakos halkından geri kalanları buraya yerleştirildi . Bunlar
arasında Zipoetes tarafından daha önce bir çok kolaylıklar tanınmış çok sayıda
Yunanlı var idi. Bu durum yönetim ve hanedanın neden yunanlaştığının sebeblerinden biridir. Eusebios’a göreyse , Nikomedia, İÖ
262’de kuruldu ve I. Nikomedes, Nikomedya’yı
Lysimakhos’un tahrip ettiği Astakos’un yerine inşa etti. Ancak Libanios’a göre de, kentin yapımına adanan adağın başka
bir yerde yani körfezin karşı yakasında ve sonraki şehrin karşısında sunulmuş olması nedeniyle, Nikomedes
önceliğinin tahrip edilen Astakos’un yerinde yeni bir şehir inşa etmek olmasına
karşın bir kehanetin işareti ile kuzey
sahilinde bir yer seçti.
I.Nikomedes zamanında, sınırları doğuda Sangarios/Sakarya
ırmağının ötesine, güneyde de Nikaia/İznik’e dek genişleyen Bithynia’nın altın
çağı idi. Pek çok istilalara uğramış olan
Byzantion da MÖ 269’da Bithynialılar tarafindan yağmalanarak ele
geçirildi. I. Nikomedes’in yeni şehri kendine mesken tutması doğaldı .
Karşısındaki Astakos olasılıkla sağlıksız bir yerdi. Her iki şehir çok yakın olduğu için Nikomedia
için de durumun dönemin sağlık koşulları açısından farklı olmaması
gerekirdi. Ancak Nikomedya çok verimli,
yoğun meyvalık ve tarım alanları olan bir çevreye sahipti, denizinde çeşitli
balıklar bulunmaktaydı. Astakos’tan yeni
kente göç ettirilenlere yurttaş ünvanı verildi.
Burası körfezin sonunda ve
dünya ticareti bakımından önemli bir noktada idi ve bu şehri kurmakla da
Bithynia kıralları o zamanki dünya ticaret ve uygarlığına açılan bir kapı
oluşturmuş oluyorlardı. Nikomedes, Nikomedya prenseslerinden Kosingis ile evlendi,
ondan üç çocuğu oldu.
Nikomedia kentinin isim babası I. Nikomedes |
Sanata ve Mimariye
Düşkün Bir İmparatordu
I.Nikomedes'in sanat ve mimariye çok hevesli olduğu
bildirilmektedir. Knidos şehri için ünlü antik Grek heykeltıraş Praxiteles
tarafından yapılmış olan Knidos Afroditi heykelini Knidos şehrinin bütün kamu
borçlarını ödeme karşılığında satın almayı teklif ettiği yazılmaktadır.
Nikomedes'in bıraktığı en önemli eser babası ve diğer Hellenistik hükümdarlar
gibi yeni bir şehir kurup onun gelişmesi için kolonicileri yerleştirmesi idi.
Bu şehir 46 yıl boyunca Roma İmparatorluğu başkentliği yapmış; altı yüzyıl
Anadolu'nun zengin ve gelişmiş şehirleri arasında bulunmuştur ve günümüzde de
İzmit şehri olarak bu önemli durumunu korumaktadır.
I.Nikomedes kendisine bir saray inşa ettirerek yeni
kentini Bithynia krallığının merkezi yaptı. Kentte bir çok tapınak, sunak ve
kamu binaları inşa edilirken geniş bayındırlık faaliyetlerinde bulunarak
Helenistik kültürün Bithinya’ya
yerleşmesi, refah ve zenginliğin artması için olası her şeyi
yapmıştır. Krallığın gelişmesinde
ülkenin doğu ve batısı arasındaki konumu ve orman zenginliği başlıca etken
olmuştur. I. Nikomedes’in döneminde ünlü heykeltraş Bithynialı Doidalses’e
aralarında meşhur Zeus Stratios kabartmalı sütunun da bulunduğu , tapınakları
ve sarayını süsleyen heykeller yaptırdığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra,
tarihi sanayide nam kazanmış Boethos ve oğulları Diodotos ile Menodotos da
sarayına davet ettiği sanatkarlardandır.
Menedotos ve Diodotos Herakles’in bir heykelini yapmıştır.
I.Nikomedes zamanında krallık kendi sikkelerini
kullanmaya başladı. Bronz sikke çok az bastırılmış olup, gümüş sikkelerinden
Attika ağırlığındaki tetradrahmiler ile drahmilerin ön yüzlerinde, yaşlı
kralının yüzünün iri ve kaba özellikleri vurgulanmış realistik bir portresi yer
almaktadır. Tatradrahmilerin arka yüzlerinde bir kayada oturan Trakya Artemis’i
Bendis yer almaktadır. Savaş tanrıçası fonksiyonu, sağ elinde tuttuğu iki
mızrak ve kayaya dayalı bulunan kalkanıyla belirtilmiştir. Drahmilerin arka
yüzünde aynı pozisyonda betimlenmiş Ares bulunmaktadır.
İlk karısı Kosingis’in I. Nikomedes’e kötü bir şaka
yaptığı için vahşi köpeği tarafından ısırılarak ölmesi sonrası Nikomedes, karısı için taştan bir
mezar yaptırıp yukardan aşağı altın
yaldızla kaplattı. Ancak bir süre sonra
Etazeta/Ditizele adında bir kadınla evlendi. Bu kadın çocuklara o kadar kötü
davrandı ki, en büyükleri olan Zielas son Ermenistan kralının yanına gitmek
zorunda kaldı. I. Nikomedes yönetiminin son zamanları hep mutlu geçti. Buna
karşı Suriye krallarının düşmanları tahrik için girişimleri başarılı
olamadı; otuzaltı yıl yönetimde kaldıktan sonra, ilk hanımından olan
çocuklarına, ikinci karısından Prusias adındaki oğlu lehine yönetim haklarını
devrettirerek öldü. Öldüğünde ülke
Helenistik devletler siyasetinde önemli bir role sahip olmuştu.
Ayrıca Zipoetes’in kral ünvanını aldığı MÖ 298 yılını
başlangıç olarak kabul eden ve ay isimlerinin ülkenin en tanınmış oniki tanrısı
isimleri ile tanımlandığı takvimi de uygulamaya başlayan I. Nikomedes’dir. Onun
zamanı Bithynialılar ve özellikle de Nikomedialılar için olağanüstü bit yapılaşma ve gelişme dönemi
idi. I. Nikomedes gerek savaş gerek barış dönemlerinde aynı güç ve bilgeliğe
sahip, olumlu siyaseti ile diğer kavimler arasında hak ettiği yeri alabilen bir
kişiliğe sahipti. Aslında dışarıya karşı tamamen hellenistik bir kral görüntüsü
verirdi. Kaldı ki, Bithynia kralları arasında ilk Yunanca isim taşıyan da o
idi. Yine, diğer Yunan hükümdarlar gibi
Atina’daki Olympia’ya kendi fildişi heykelini
göndermesi yanı sıra ilk olarak Bithynia’ya özel, Grek tarzında kral
sikkeleri bastırdı. Ne yazık ki bu sikkelerden başka, o zamana ait anıtlardan
hiç biri ele geçmemiştir.
Akın Ülkü Sevinç
5 Nisan 2018
Time Kocaeli Dergisi
Yorumlar
Yorum Gönder