Akın Ülkü Sevinç | Time Kocaeli Dergisi Köşe Yazısı | Mart 2019



İzmit Tarihinde İz Bırakanlar

Onların birçoğunu tanımıyor, adlarını, ünvanlarını daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Kimi bu kentte ilk yerleşimi kuran, kimi namı avrupaya yayılmış İzmitli bir hekim, kimi de kentin düşman işgalinden kurtuluşunda destan yazmış isimler. Nikomedes'le, Feyzullah İzmidi'yle, Pilinius'la, Akça Koca Bey'le ve diğer birçok isimle belki de ilk kez tanışacaksınız. Sözün kısası bu ayki yazımın konusu kimi İzmit tarihine damga vurmuş, kimi kentin kaderini değiştirerek  iz bırakmış önemli şahsiyetler.

Nikomedes I. - (İÖ 300-255)
Kral Zipoetes, ölümü sonrası Bithynia krallığını oğlu I.Nikomedes’e bıraktı. I.Nikomedes zamanında, sınırları doğuda Sakarya ırmağının ötesine, güneyde de İznik’e dek genişleyen Bithynia’nın altın çağı idi. Nikomedes yeni bir başkent kurmayı düşünerek Bithynia kıyısının en güzel bir yerini bunun için seçti. İÖ 264’de kurduğu bu kente, Nikomedes ülkesi anlamında Nikomedya ismi verildi ve  Astakos halkından geri kalanları buraya yerleştirildi. Nikomedya, Bithynia kralı tarafından kıymetli eserlerle süslendi. Kendisine bir saray inşa ettirerek yeni kentini Bithynia kırallığının merkezi yaptı. Kentte bir çok tapınak, sunak ve kamu binaları inşa ederken geniş bayındırlık faaliyetlerinde bulunarak, kenti görkemli anıtlarla donattı.

Bithynia Valisi Plinius - (İS 62-113)
79 yılında, onu evlat edinen ve Vezüv yanardağı patlamasında hayatını kaybeden amcasının adını alan genç Plinius İS 111’de Bithynia’ya imparator valisi (legat) olarak atandı. Bithynia’da yaklaşık iki yıl kaldı. 113 yılında burada mı yoksa Roma’ya dönüşünden kısa bir süre sonra mı öldü bilinmemektedir. Mezarının İzmit’te olma olasılığı vardır. Görevi sırasında karşılaştığı sorunlar nedeniyle İmparator Traianus’la yaptığı yazışmalardan (Mektuplar -  Epistulae)107 mektup Bithynia yöresiyle ilgili olanlardır.Roma devletinin taşra eyaletleri yönetimi hakkında eşsiz bilgiler sunmaktadır. Daha sonraki yüzyıllarda hatta günümüzde bile tartışılan İzmit Körfezi-Sapanca-Sakarya-Karadeniz su yolunu krallık dönemindeki çabadan sonra ilk kez Plinius gündeme getirmiş ancak o da gerçekleştirememişti.

Publius Aelius Hadrianus Augustus  (Hadrianus) - (İS 76-138) 
Hadrianus, Antakya’dan hareket ederek Anadolu’yu katettiğinde 117 kışını Nikomedya’da geçirmişti. İmparator Hadrianus, Nikomedya’ya burada bulunan oğlu Flavius’un çağrıları üzerine gelmişti. Kentin Roma tarzında gelişip değiştiğini gören imparator hayran kalarak bir süre Nikomedya’da kaldı. 120 yılındaki büyük bir deprem  Nikomedya’yı perişan etmişti. İkinci başkentim dediği Nikomedya’nın başına gelenleri bu gezisinde beraberinde eşi de olamak üzere gözleri ile gören Hadrianus, o dönemde usül olmadığı halde devlet hazinesinden ve kentin kaynaklarından büyük yardımlar yaparak şehrin onarımına para aktardı. Bu olaydan sonra basılan sikkelerde kendisine “Restitutori Nikomedyae” yani Nikomedya’nın onarıcısı ünvanı  verilmiş ve Nikomedya kenti de Hadriana  ünvanını almıştır.

Gaius Aurelius Valerius Diocletianus (Diocletianus) - (İS 244-312) 
Alt tabakadan bir İlliryalı olarak dünyaya gelmiştir. Askeri ve sivil otoriteyi birbirinden ayırarak vesayet sistemini ortadan kaldırmıştır. 284 yılında Büyük Roma İmparatorluğu'nun başkentini Roma'dan Nikomedya'ya taşır. Önce imparatorluk sarayı yenilenir, bugün çok küçük parçaları kalan surları tamir ettirirdi. Küçük bir hipodrom inşa ettirerek halkın eğlenmesini sağladı. Nikomedya, Roma geçiş yolları üzerinde olup, özellikle askeri ulaştırma bakımından büyük önem taşıyordu ve yeniden yapılaşmaya ihtiyacı vardı. Diocletianus özellikle bayındırlığa büyük önem vererek Nikomedya’yı güzelleştirmek için çok çaba gösterdi. Diocletianus 305 yılında bir hastalıktan ölmek üzereyken görevinden gönüllü olarak ayrılıp emekli olan ilk Roma impartoru olmuştur.

Gaius Galerius Valerius Maximianus (Galerius) - (İS 250-311)
Dacia Aureliana eyaletinin başkenti Serdica (şimdi Sofya, Bulgaristan) yakınlarında doğmuştur. İmparatorlar Aurelian ve Probus dönemlerinde asker olarak çeşitli kademelerde görev yapmış ve 293 yılında tetrarşi'nin kurulmasıyla birlikte Sezar olarak Constantius Chlorus'un yanına atanmış, Diocletian'ın kızı Valeria ile evlenmiş ve aynı zamanda, İllirya eyaletinin güvenliği kendisine emanet edilmiştir. 30 Nisan 311 tarihinde, o dönem Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan Nikomedya’dan dünyanın ilk hoşgörü fermanını yayınlayarak tarihe geçti.


Gaius Galerius Valerius Maximianus


Flavius Valerius Aurelius Constantinus Augustus (Constantine the Great) - (İS 272-337)
Yaklaşık 272’de Naissus’da (Niş) doğdu. Diocletianus'un başlattığı zulm döneminde Nikomedya’da idi ve henüz onlu yaşlarında idi. 293-305 yılları arasında Diocletianus'un doğu cephesine yolculuklarında ve askeri seferlerinde eşlik etti. 305 yılında Diocletianus’un tahtı bırakması sonrası İngiltere’ye babasının yanına kaçtı. Maximianus’un kızıyla evlendikten sonra, Maximianus tarafından avgustus ünvanı verildi. İmparatorluk başkentini Nikomedya’dan Byzantion’a (İstanbul’a) taşıdı. Dünya tarihinde ilk seküler imparator olduğu söylenebilir çünkü hıristiyanlar ve paganlara eşit dini haklar tanımış, dini devlet işlerine karıştırmayan bir barış ortamı sağlamıştı. Hereke yakınlarında teyzesinin çiftliğinde ölmeden önce vaftiz olduğu rivayet olunur.

Sultan Orhan Gazi - (1281-1360)
Orhan Gazi 1281 yılında doğdu. Babası Sultan Osman Gazi, annesi Mal Hatun’dur. Orhan Gazi, babası Osman Gazi'nin 1326'da vefatı üzerine beyliğin başına geçti. Osmanlı Devleti’nin ikinci padişahıdır. Sultan Orhan Gazi döneminde 1337 yılında İzmit fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fetih sonrasında Kocaeli yöresinde çeşitli vakıflar kurarak birçok eser yaptıran Sultan Orhan Gazi, İzmit’in bir Osmanlı şehri olarak yeniden şekillenmesinde önemli çalışmalar yapmıştır. 1360 yılında vefat eden Sultan Orhan Gazi’nin türbesi Bursa’dadır.

Sultan Orhan Gazi - (1281-1360)

Gazi Süleyman Paşa - (1316 (?) – 1357(60))
Sultan Orhan Gazi'nin büyük oğlu olup, annesi Nilüfer Hatun'dur. Osmanlı Devleti'nin Rumeli'ye, başka bir deyişle Avrupa'ya geçişinin öncüsü ve sembolü olan şahsiyettir. “Rumeli Fatihi” olarak anılmaktadır.  İznik (1331) ve İzmit (1337) fetihlerine katılmış, İzmit’in ilk yerel yöneticisi olarak şehrin imar ve iskanında önemli çalışmalar yapmıştır. Ölüm tarihi konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre 1360'ta, Bolayır’da avlanırken atından düşerek vefat etmiştir.

Akça Koca Gazi - (1234-1328)
İlimize adını veren Akça Koca, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin silah arkadaşlarındandı. (Rivayete göre, beyaz tenli olduğu için Ertuğrul Gazi tarafından kendisine “akça” lakabı verilmiştir.) Yaklaşık olarak 1234 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Babasının adı Abdülmelik Abdülfettah’tır. Akça Koca, Konuralp, Abdurahman Gazi, Köse Mihal vb. gibi tanınmış gazilerle Sakarya ve İzmit yörelerine akınlar yapmış, Sapanca Gölü’nden Kandıra’ya kadar olan yerlerin fethedilmesinde önemli gayretler göstermiştir. Bu başarıları nedeniyle “Kandıra Fatihi” olarak anılmaktadır. İzmit’i fethi öncesinde vefat eden Akça Koca, Kandıra’da Baba Tepesi üzerine gömülmüştür.

Selim Sırrı Paşa - (1851-1924)
Asıl adı Selim olup, Sırrı ismini kullanmıştır. 1851 yılında Vidin’de doğmuştur. Babasının adı Seyyit, annesinin adı Pembe’dir. Vidin’de eğitimini tamamladıktan sonra, İstanbul’a giderek devlet hizmetine girdi. Kısa bir süre sonra Sivas, daha sonra ise İzmit Sancağı mutasarrıfı oldu. İzmit’te Demiryolu Caddesi boyunca çınar ağaçlarının dikilmesi, İzmit ovası bataklıklarının kurutulması onun döneminde yapılan önemli çalışmalardandır.  Hayatının son günlerini İzmit Hacı Hasan Mahallesi’nde yaptırdığı konağında geçirdi. 1924 yılında vefat edince Fevziye Camii haziresine defnedilmiş olup, 1943 yılında mezarı Namazgâh şehitliğine nakledildi.

Feyzullah İzmidi (Feyzi Paşa) - (1842-1923)
1842 yılında İzmit’te doğmuş olan Feyzi Paşa’nın asıl ismi Feyzullah’tır. BabasI, İzmitli Çıkrıkçı Hasan Usta, annesi ise Zeliha Şerife Hanım’dır. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında yaşanan savaşlar sırasında salgın hastalıkların önlenmesi için ve ülkemizdeki tıp eğitimin gelişmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Dr. Feyzi Paşa yaşamı boyunca vatanına hizmet etme sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmış hekimlerimizden biridir. 1923 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

Portakal Hafız Rüşdü Bey - (1840-1935)
Eski İzmit Mebuslarından olan Hafız Rüşdü Bey, daha çok “Portakal Hafız“ adıyla tanınmaktadır. Hafız Rüşdü Bey’in yanaklarının tombul ve al olmasından dolayı İzmit halkının kendisine bu ismi verdiği rivayet edilmektedir. İstiklal Savaşı’nın komutanlarından birisi olan Kazım Karabekir’in yakın arkadaşı olan Hafız Rüşdü Bey, Milli Mücadele’yi destekleyen isimlerden birisidir.  Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa’yla görüşmek üzere İzmit’e gelen Fransız Yazar Claude Farrere’nin, Portakal Hafız Rüşdü Bey’in konağında kalmıştır.


Yahya Kaptan - (1891-1920)
1891'de Makedonya'nın Köprülü kasabasında doğdu. Müslüman Türk köylerine saldıran Sırp ve Bulgar çetelerine karşı savaştı. Balkan ve I. Dünya savaşlarına katıldı. I.Dünya Savaşı bittiğinde, Osmanlı orduları merkeze çekilirken, Yahya Kaptan da İstanbul’a geldi. Eski İttihatçıların kurduğu gizli örgütlerden olan Karakol Cemiyeti’ne katıldı. Anadolu’da başlaması olası mücadeleye malzeme ve insan aktarımını sağlamak için Kocaeli Yarımadası’nı kontrol altında tutmaya çalıştı. Yahya Kaptan, özellikle İstanbul'dan Anadolu'ya geçmek isteyenlere yardım etti. Kurtuluş Savaşı başlarında Mustafa Kemal ile iletişime geçti ve ona sürekli destek verdi. Gebze'de Kuvay-ı Milliye'yi örgütleyerek İstanbul-Kocaeli yöresinde çeşitli eylemlere girişti. İstanbul Hükümeti kuvvetleriyle Tavşancıl'da girdiği çarpışmada yakalandı ve 9 Ocak 1920'de şehit oldu.

Kara Fatma (Fatma Seher Hanım) - (1888-1955)
Kara Fatma lâkabıyla tanınan Fatma Seher Hanım, 1888 yılında Erzurum’da doğmuştur. Babasının adı Yusuf Ağa, kocasının adı ise Binbaşı Derviş Bey’dir. Kocasıyla birlikte Balkan ve I. Dünya savaşlarına katılmış olan Kara Fatma, Kurtuluş Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek aktif görev almıştır. Bayanlardan oluşan müfrezesiyle İzmit ve çevresinde faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çetelerine karşı mücadele eden Kara Fatma, İzmit’in düşman işgalinden kurtarılmasında da önemli gayretler göstermiştir. Kurtuluş Savaşı içerisinde Sakarya ve Başkomutanlık Muharebeleri’ne de katılarak Üsteğmenlik rütbesine kadar yükselmiş olan Kara Fatma, 1955 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

Beşdivanlı Rıza Bey - (1884-1956)
Rıza Bey, 1884 yılında Taşköprü Nahiyesi’nin Davulcular Köyü’nde doğmuştur. Taşköprü Nahiyesi eşrafından, yörede Kocabaşlar Sülalesi olarak bilinen aileye mensup olan Beşdivanlı Rıza Bey’in babasının adı Yusuf Ağa’dır. “Taşköprülü Rıza Bey”, “Beşdivanlı Rıza Bey”, “Kocabaşoğlu Rıza Bey” adlarıyla da tanınmaktadır. Beşdivanlı Rıza Bey kurduğu müfrezesiyle, İzmit’in işgalinden sonra fırsattan istifade ederek Türk köylerine saldıran Ermeni-Rum çetelerine ve yerli işbirlikçi çetelere karşı mücadele etmiştir. Beşdivanlı Rıza Bey, 8 Şubat 1956 tarihinde İzmit’te vefat etmiştir. Mezarı İzmit’te Bağçeşme Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

Cevat Abbas Bey - (1887-1943)
Mustafa Kemal'in başyaveri olan Cevat Abbas Bey, 1887 yılında Niş'te doğdu. Harp Okulu'nu 1908 yılında bitirdi. İtalya, Balkan ve I. Dünya Savaşlarına katıldı. Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal’in emir subayı olarak görev yaptı. Cevat Abbas Bey, Samsun'dan Erzurum'a varıncaya kadar Mustafa Kemal'in yazışma işlerini yönetti. Meclisi Mebusan’da ve 1.TBMM'de Bolu milletvekili olarak seçildi. Erzurum'da istifa etmesiyle son bulan askerlik hayatı, 1920'de yeniden başladı Kurtuluş Savaşına katıldı.  1924'te kurulan İş Bankasının kurucuları arasında yer alan Cevat Abbas Bey, Kocaeli Derince’de bir köşk yaptırdı. Bir çiftlik içerisinde yer alan bu köşkte, Mustafa Kemal Atatürk’ü birçok kez ağırladı, konuk etti. Cevat Abbas Gürer 1941 yılına kadar milletvekilliği yaptı. Mustafa Kemal'le ilgili hatıralarını, Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk'ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak (1939) adlı kitapta topladı. 1943 yılında Yalova'da öldü.


Akın Ülkü Sevinç
16 Şubat 2019
Time Kocaeli Dergisi

Yorumlar