İzmit Tarihinde İz
Bırakanlar
Onların birçoğunu tanımıyor,
adlarını, ünvanlarını daha önce hiç duymamış olabilirsiniz. Kimi bu kentte ilk
yerleşimi kuran, kimi namı avrupaya yayılmış İzmitli bir hekim, kimi de kentin
düşman işgalinden kurtuluşunda destan yazmış isimler. Nikomedes'le, Feyzullah
İzmidi'yle, Pilinius'la, Akça Koca Bey'le ve diğer birçok isimle belki de ilk
kez tanışacaksınız. Sözün kısası bu ayki yazımın konusu kimi İzmit tarihine
damga vurmuş, kimi kentin kaderini değiştirerek
iz bırakmış önemli şahsiyetler.
Nikomedes I. - (İÖ
300-255)
Kral Zipoetes, ölümü sonrası
Bithynia krallığını oğlu I.Nikomedes’e bıraktı. I.Nikomedes zamanında,
sınırları doğuda Sakarya ırmağının ötesine, güneyde de İznik’e dek genişleyen
Bithynia’nın altın çağı idi. Nikomedes yeni bir başkent kurmayı düşünerek
Bithynia kıyısının en güzel bir yerini bunun için seçti. İÖ 264’de kurduğu bu
kente, Nikomedes ülkesi anlamında Nikomedya ismi verildi ve Astakos halkından geri kalanları buraya
yerleştirildi. Nikomedya, Bithynia kralı tarafından kıymetli eserlerle
süslendi. Kendisine bir saray inşa ettirerek yeni kentini Bithynia kırallığının
merkezi yaptı. Kentte bir çok tapınak, sunak ve kamu binaları inşa ederken
geniş bayındırlık faaliyetlerinde bulunarak, kenti görkemli anıtlarla donattı.
Bithynia Valisi Plinius
- (İS 62-113)
79 yılında, onu evlat edinen ve
Vezüv yanardağı patlamasında hayatını kaybeden amcasının adını alan genç
Plinius İS 111’de Bithynia’ya imparator valisi (legat) olarak atandı.
Bithynia’da yaklaşık iki yıl kaldı. 113 yılında burada mı yoksa Roma’ya
dönüşünden kısa bir süre sonra mı öldü bilinmemektedir. Mezarının İzmit’te olma
olasılığı vardır. Görevi sırasında karşılaştığı sorunlar nedeniyle İmparator
Traianus’la yaptığı yazışmalardan (Mektuplar -
Epistulae)107 mektup Bithynia yöresiyle ilgili olanlardır.Roma
devletinin taşra eyaletleri yönetimi hakkında eşsiz bilgiler sunmaktadır. Daha
sonraki yüzyıllarda hatta günümüzde bile tartışılan İzmit
Körfezi-Sapanca-Sakarya-Karadeniz su yolunu krallık dönemindeki çabadan sonra
ilk kez Plinius gündeme getirmiş ancak o da gerçekleştirememişti.
Publius Aelius Hadrianus
Augustus (Hadrianus) - (İS 76-138)
Hadrianus, Antakya’dan hareket
ederek Anadolu’yu katettiğinde 117 kışını Nikomedya’da geçirmişti. İmparator
Hadrianus, Nikomedya’ya burada bulunan oğlu Flavius’un çağrıları üzerine
gelmişti. Kentin Roma tarzında gelişip değiştiğini gören imparator hayran
kalarak bir süre Nikomedya’da kaldı. 120 yılındaki büyük bir deprem Nikomedya’yı perişan etmişti. İkinci
başkentim dediği Nikomedya’nın başına gelenleri bu gezisinde beraberinde eşi de
olamak üzere gözleri ile gören Hadrianus, o dönemde usül olmadığı halde devlet
hazinesinden ve kentin kaynaklarından büyük yardımlar yaparak şehrin onarımına
para aktardı. Bu olaydan sonra basılan sikkelerde kendisine “Restitutori Nikomedyae”
yani Nikomedya’nın onarıcısı ünvanı
verilmiş ve Nikomedya kenti de Hadriana
ünvanını almıştır.
Gaius Aurelius Valerius
Diocletianus (Diocletianus) - (İS 244-312)
Alt tabakadan bir İlliryalı olarak
dünyaya gelmiştir. Askeri ve sivil otoriteyi birbirinden ayırarak vesayet
sistemini ortadan kaldırmıştır. 284 yılında Büyük Roma İmparatorluğu'nun
başkentini Roma'dan Nikomedya'ya taşır. Önce imparatorluk sarayı yenilenir,
bugün çok küçük parçaları kalan surları tamir ettirirdi. Küçük bir hipodrom
inşa ettirerek halkın eğlenmesini sağladı. Nikomedya, Roma geçiş yolları
üzerinde olup, özellikle askeri ulaştırma bakımından büyük önem taşıyordu ve
yeniden yapılaşmaya ihtiyacı vardı. Diocletianus özellikle bayındırlığa büyük
önem vererek Nikomedya’yı güzelleştirmek için çok çaba gösterdi. Diocletianus
305 yılında bir hastalıktan ölmek üzereyken görevinden gönüllü olarak ayrılıp
emekli olan ilk Roma impartoru olmuştur.
Gaius Galerius Valerius
Maximianus (Galerius) - (İS 250-311)
Dacia Aureliana eyaletinin başkenti
Serdica (şimdi Sofya, Bulgaristan) yakınlarında doğmuştur. İmparatorlar
Aurelian ve Probus dönemlerinde asker olarak çeşitli kademelerde görev yapmış
ve 293 yılında tetrarşi'nin kurulmasıyla birlikte Sezar olarak Constantius
Chlorus'un yanına atanmış, Diocletian'ın kızı Valeria ile evlenmiş ve aynı
zamanda, İllirya eyaletinin güvenliği kendisine emanet edilmiştir. 30 Nisan 311
tarihinde, o dönem Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan Nikomedya’dan dünyanın
ilk hoşgörü fermanını yayınlayarak tarihe geçti.
Gaius Galerius Valerius Maximianus |
Flavius Valerius
Aurelius Constantinus Augustus (Constantine the Great) - (İS 272-337)
Yaklaşık 272’de Naissus’da (Niş)
doğdu. Diocletianus'un başlattığı zulm döneminde Nikomedya’da idi ve henüz onlu
yaşlarında idi. 293-305 yılları arasında Diocletianus'un doğu cephesine
yolculuklarında ve askeri seferlerinde eşlik etti. 305 yılında Diocletianus’un
tahtı bırakması sonrası İngiltere’ye babasının yanına kaçtı. Maximianus’un
kızıyla evlendikten sonra, Maximianus tarafından avgustus ünvanı verildi. İmparatorluk
başkentini Nikomedya’dan Byzantion’a (İstanbul’a) taşıdı. Dünya tarihinde ilk
seküler imparator olduğu söylenebilir çünkü hıristiyanlar ve paganlara eşit
dini haklar tanımış, dini devlet işlerine karıştırmayan bir barış ortamı
sağlamıştı. Hereke yakınlarında teyzesinin çiftliğinde ölmeden önce vaftiz
olduğu rivayet olunur.
Sultan Orhan Gazi -
(1281-1360)
Orhan Gazi 1281 yılında doğdu.
Babası Sultan Osman Gazi, annesi Mal Hatun’dur. Orhan Gazi, babası Osman
Gazi'nin 1326'da vefatı üzerine beyliğin başına geçti. Osmanlı Devleti’nin
ikinci padişahıdır. Sultan Orhan Gazi döneminde 1337 yılında İzmit fethedilerek
Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fetih sonrasında Kocaeli yöresinde çeşitli
vakıflar kurarak birçok eser yaptıran Sultan Orhan Gazi, İzmit’in bir Osmanlı
şehri olarak yeniden şekillenmesinde önemli çalışmalar yapmıştır. 1360 yılında
vefat eden Sultan Orhan Gazi’nin türbesi Bursa’dadır.
Sultan Orhan Gazi - (1281-1360) |
Gazi Süleyman Paşa -
(1316 (?) – 1357(60))
Sultan Orhan Gazi'nin büyük oğlu
olup, annesi Nilüfer Hatun'dur. Osmanlı Devleti'nin Rumeli'ye, başka bir
deyişle Avrupa'ya geçişinin öncüsü ve sembolü olan şahsiyettir. “Rumeli Fatihi”
olarak anılmaktadır. İznik (1331) ve
İzmit (1337) fetihlerine katılmış, İzmit’in ilk yerel yöneticisi olarak şehrin
imar ve iskanında önemli çalışmalar yapmıştır. Ölüm tarihi konusunda farklı
görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre 1360'ta, Bolayır’da avlanırken atından
düşerek vefat etmiştir.
Akça Koca Gazi - (1234-1328)
İlimize adını veren Akça Koca,
Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin silah arkadaşlarındandı. (Rivayete
göre, beyaz tenli olduğu için Ertuğrul Gazi tarafından kendisine “akça” lakabı
verilmiştir.) Yaklaşık olarak 1234 yılında doğduğu tahmin edilmektedir.
Babasının adı Abdülmelik Abdülfettah’tır. Akça Koca, Konuralp, Abdurahman Gazi,
Köse Mihal vb. gibi tanınmış gazilerle Sakarya ve İzmit yörelerine akınlar
yapmış, Sapanca Gölü’nden Kandıra’ya kadar olan yerlerin fethedilmesinde önemli
gayretler göstermiştir. Bu başarıları nedeniyle “Kandıra Fatihi” olarak
anılmaktadır. İzmit’i fethi öncesinde vefat eden Akça Koca, Kandıra’da Baba
Tepesi üzerine gömülmüştür.
Selim Sırrı Paşa - (1851-1924)
Asıl adı Selim olup, Sırrı ismini
kullanmıştır. 1851 yılında Vidin’de doğmuştur. Babasının adı Seyyit, annesinin
adı Pembe’dir. Vidin’de eğitimini tamamladıktan sonra, İstanbul’a giderek
devlet hizmetine girdi. Kısa bir süre sonra Sivas, daha sonra ise İzmit Sancağı
mutasarrıfı oldu. İzmit’te Demiryolu Caddesi boyunca çınar ağaçlarının
dikilmesi, İzmit ovası bataklıklarının kurutulması onun döneminde yapılan
önemli çalışmalardandır. Hayatının son
günlerini İzmit Hacı Hasan Mahallesi’nde yaptırdığı konağında geçirdi. 1924 yılında
vefat edince Fevziye Camii haziresine defnedilmiş olup, 1943 yılında mezarı
Namazgâh şehitliğine nakledildi.
Feyzullah İzmidi (Feyzi
Paşa) - (1842-1923)
1842 yılında İzmit’te doğmuş olan
Feyzi Paşa’nın asıl ismi Feyzullah’tır. BabasI, İzmitli Çıkrıkçı Hasan Usta,
annesi ise Zeliha Şerife Hanım’dır. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında yaşanan
savaşlar sırasında salgın hastalıkların önlenmesi için ve ülkemizdeki tıp
eğitimin gelişmesi için önemli çalışmalar yapmıştır. Dr. Feyzi Paşa yaşamı
boyunca vatanına hizmet etme sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmeye
çalışmış hekimlerimizden biridir. 1923 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Portakal Hafız Rüşdü Bey
- (1840-1935)
Eski İzmit Mebuslarından olan Hafız
Rüşdü Bey, daha çok “Portakal Hafız“ adıyla tanınmaktadır. Hafız Rüşdü Bey’in
yanaklarının tombul ve al olmasından dolayı İzmit halkının kendisine bu ismi
verdiği rivayet edilmektedir. İstiklal Savaşı’nın komutanlarından birisi olan
Kazım Karabekir’in yakın arkadaşı olan Hafız Rüşdü Bey, Milli Mücadele’yi
destekleyen isimlerden birisidir. Milli
Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa’yla görüşmek üzere İzmit’e gelen Fransız
Yazar Claude Farrere’nin, Portakal Hafız Rüşdü Bey’in konağında kalmıştır.
Yahya Kaptan - (1891-1920)
1891'de Makedonya'nın Köprülü
kasabasında doğdu. Müslüman Türk köylerine saldıran Sırp ve Bulgar çetelerine
karşı savaştı. Balkan ve I. Dünya savaşlarına katıldı. I.Dünya Savaşı
bittiğinde, Osmanlı orduları merkeze çekilirken, Yahya Kaptan da İstanbul’a geldi.
Eski İttihatçıların kurduğu gizli örgütlerden olan Karakol Cemiyeti’ne katıldı.
Anadolu’da başlaması olası mücadeleye malzeme ve insan aktarımını sağlamak için
Kocaeli Yarımadası’nı kontrol altında tutmaya çalıştı. Yahya Kaptan, özellikle
İstanbul'dan Anadolu'ya geçmek isteyenlere yardım etti. Kurtuluş Savaşı
başlarında Mustafa Kemal ile iletişime geçti ve ona sürekli destek verdi.
Gebze'de Kuvay-ı Milliye'yi örgütleyerek İstanbul-Kocaeli yöresinde çeşitli
eylemlere girişti. İstanbul Hükümeti kuvvetleriyle Tavşancıl'da girdiği
çarpışmada yakalandı ve 9 Ocak 1920'de şehit oldu.
Kara Fatma (Fatma Seher
Hanım) - (1888-1955)
Kara Fatma lâkabıyla tanınan Fatma
Seher Hanım, 1888 yılında Erzurum’da doğmuştur. Babasının adı Yusuf Ağa,
kocasının adı ise Binbaşı Derviş Bey’dir. Kocasıyla birlikte Balkan ve I. Dünya
savaşlarına katılmış olan Kara Fatma, Kurtuluş Savaşı başlayınca Mustafa Kemal
Paşa ile görüşerek aktif görev almıştır. Bayanlardan oluşan müfrezesiyle İzmit
ve çevresinde faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çetelerine karşı mücadele eden
Kara Fatma, İzmit’in düşman işgalinden kurtarılmasında da önemli gayretler
göstermiştir. Kurtuluş Savaşı içerisinde Sakarya ve Başkomutanlık
Muharebeleri’ne de katılarak Üsteğmenlik rütbesine kadar yükselmiş olan Kara Fatma,
1955 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Beşdivanlı Rıza Bey - (1884-1956)
Rıza Bey, 1884 yılında Taşköprü
Nahiyesi’nin Davulcular Köyü’nde doğmuştur. Taşköprü Nahiyesi eşrafından,
yörede Kocabaşlar Sülalesi olarak bilinen aileye mensup olan Beşdivanlı Rıza
Bey’in babasının adı Yusuf Ağa’dır. “Taşköprülü Rıza Bey”, “Beşdivanlı Rıza
Bey”, “Kocabaşoğlu Rıza Bey” adlarıyla da tanınmaktadır. Beşdivanlı Rıza Bey
kurduğu müfrezesiyle, İzmit’in işgalinden sonra fırsattan istifade ederek Türk
köylerine saldıran Ermeni-Rum çetelerine ve yerli işbirlikçi çetelere karşı
mücadele etmiştir. Beşdivanlı Rıza Bey, 8 Şubat 1956 tarihinde İzmit’te vefat
etmiştir. Mezarı İzmit’te Bağçeşme Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Cevat Abbas Bey - (1887-1943)
Mustafa Kemal'in başyaveri olan
Cevat Abbas Bey, 1887 yılında Niş'te doğdu. Harp Okulu'nu 1908 yılında bitirdi.
İtalya, Balkan ve I. Dünya Savaşlarına katıldı. Çanakkale Savaşında Mustafa
Kemal’in emir subayı olarak görev yaptı. Cevat Abbas Bey, Samsun'dan Erzurum'a
varıncaya kadar Mustafa Kemal'in yazışma işlerini yönetti. Meclisi Mebusan’da
ve 1.TBMM'de Bolu milletvekili olarak seçildi. Erzurum'da istifa etmesiyle son
bulan askerlik hayatı, 1920'de yeniden başladı Kurtuluş Savaşına katıldı. 1924'te kurulan İş Bankasının kurucuları
arasında yer alan Cevat Abbas Bey, Kocaeli Derince’de bir köşk yaptırdı. Bir
çiftlik içerisinde yer alan bu köşkte, Mustafa Kemal Atatürk’ü birçok kez ağırladı,
konuk etti. Cevat Abbas Gürer 1941 yılına kadar milletvekilliği yaptı. Mustafa
Kemal'le ilgili hatıralarını, Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk'ün Zengin Tarihinden
Birkaç Yaprak (1939) adlı kitapta topladı. 1943 yılında Yalova'da öldü.
Akın Ülkü Sevinç
16 Şubat 2019
Time Kocaeli Dergisi
Yorumlar
Yorum Gönder