Akın
Bey, bize kendinizden bahseder misiniz? Akın
Ülkü Sevinç ismi bizlere Tarih, Kültür
ve Sanat’ı çağrıştırıyor. Bize biraz bu yönlerinizden bahseder misiniz?
Merhabalar ... 1970
İzmit doğumluyum. 3 kuşak İzmitli bir ailenin üyesiyim. İlk, orta ve lise
tahsilimi İzmit’te tamamladım. Askerlik öncesinde İzmit’te mimari proje
ofislerinde teknik ressam olarak çalıştım. Askerlik görevimi 1991-1992 yılları
arasında Diyarbakır ve Silopi’de yaptım. 1993-2018 yılları arasında otomotiv
sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir şirkette proje yönetim uzmanı
olarak çalıştım. Evli ve bir çocuk babasıyım. 13 Aralık 2011 tarihinde kurduğumuz Art Nicomedia
Kültür Sanat Derneği’nin kuruluşundan bu yana yönetim kurulu başkanlığını
yürütmekteyim. 2009 yılından bu yana çeşitli yerel, ulusal ve uluslararası
kültür, sanat ve tarih projeleri organize ediyor ve yönetiyorum. 2009 yılında
başlayan, avrupa’dan 12 kentin proje ortağı olarak yer aldığı “Uluslararası Art
Carnuntum” projesinin İzmit koordinatörlüğünü yürütüyorum. 2011 yılı Temmuz
ayında uluslararası diplomatik katılımla İzmit’te açılışı gerçekleştirilen
“İzmit Hoşgörü Anıtı”projesinin koordinatörlüğünü ve görsel tasarımını yaptım. 11 kısa film ve belgesel film prodüksiyonunun yapımcılığını
ve yönetmenliğini üstlendim. 2013 yılından bu yana ulusal ve uluslararası çapta
“Kısa Film Festivali” ve “Fotoğraf Yarışma”ları yönetiyorum. Değişik
disiplinlerde fotoğraf, illüstrasyon ve yağlı boya resim sergilerinin koordinatörlüğünü
ve kuratörlüğünü yapmaktayım. Uluslararası İzmit Kısa Film Festivali’nin
kurucusu başkanıyım. Değişik aralıklarla gerçekleştirdiğimiz uluslararası
Erasmus+ projelerinde yasal temsilci olarak görev almaktayım.
Nicomedia
size neyi ifade ediyor?
Çocuk yaşlarda kent
tarihi bilincimiz zayıftı. Yaşaldıkça doğup büyüdüğüm kentin çok önemli ve
değerli bir tarihi geçmişi olduğunu keşfettim. Günümüzde özellikle antik İzmit
tarihi çok bilinmiyor. Önce Bithinya Krallığı’na ve sonrasında Roma
İmparatorluğu’na başkentlik yapmış bir kent Nikomedya. Özellikle 3üncü ve 4üncü
yüzyıllarda inşa edilen sarayları, hamamları, tapınakları, tiyatroları, güzel
sanat atölyeleri ve hipodromuyla Roma, İskenderiye ve Delphi’den sonra
dünyadaki 4üncü büyük metropol kent olma özelliğne sahiptir. 311 ve 313
yıllarında başkent Nikomedya’dan yayınlanan hoşgörü fermanları dünya tarihinin
önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Yunanlı retorisyen Libanius 4üncü
yüzyılda Nicomedia'yı ziyaretinde gördüklerini şöyle betimlemiştir "Güzelliğine ve getirilerine
diğerlerince ancak erişilebildi, aşılamadı. İleriye doğru toprakları ve kolları
ile denizi kucakladı. Sahilde yükseldi ve boydan boya kenti ikiye ayıran
sütunlu caddeyle bezendi. Alçak bölgelerden kaleye doğru serviler gibi yükselen
kamu binaları görkemli, özeller ise çekici idi, derelerle sulanan, bahçelerle
çevrili evler bir diğerinin yukarısında yükseliyordu. Kurul odaları, hitabet
okulları, tapınaklarının çokluğu, hamamlarının muhteşemliği ve limanının
büyüklüğü gördüğüm ancak anlatamadıklarım. Bu kentin surları içinde büyümüş
olanlarla onu ilk kez görenlerin duyguları aynı idi. Körfezin üzerine
parıldayan sarayın yanı sıra tüm kenti süsleyen tiyatro ile değişik yapılardan
yansıyan daha da parlak ışıkları tanımlayabilmek zordu."
Ve
Art Nicomedia Derneği’nden bahseder misiniz, Art Nicomedia’nın hedefi nedir?
Neler yapmayı düşünüyorsunuz şu an ve ileriye dönük?
13 Aralık 2011
tarihinde 7 kurucu üye ile kurduğumuz Art Nicomedia Kültür Sanat Derneği'nin
bugün 70 dernek üyesi ve 14 onursal üyesi var. "Hayal Et, Planla, Uygula,
Tadını Çıkart" mottomuzla bugüne kadar 35 Kültür ve Sanat, 22 Kent Tarihi,
42 Uluslararası ve 5 Kent Tanıtım projesi olmak üzere toplam 104 proje ve
etkinlik gerçekleştirdik. Düzenlediğimiz panel, sunum ve dinletilere 4.000,
açtığımız sergilere 100.000'in üzerinde katılım sağlandı. Davetli olarak
katıldığımız yurtdışı projeler için 6 farklı ülkeden 9 kente toplam 72.000 km
yolculuk yaptık. Yüzlerce proje planlama, gözden geçirme ve proje detaylandırma
toplantısı gerçekleştirdik. Ulusal ve Uluslararası Kısa Film Festivalleri,
Türkçe ve İngilizce Kent Tanıtım Seti, Belgesel, Klip ve Kurmaca Film
Prodüksiyonları, Antik Nicomedia İllüstrasyonları ve Uluslararası Erasmus+
Gençlik Değişim Projeleri başta olmak üzere İzmit'te birçok ilke imza attık. 33
sanat sergisi, 11 kısa film ve belgesel prodüksiyonu, 10 festival ve yarışma,
14 panel organize ettik, 7 kez uluslararası film festivaline davetli olarak
katıldık, bu festivallerde 2 ödülü aldık. Uluslararası proje ortaklarımızla
koordine ettiğimiz 26 uluslararası etkinlik ve projede kentimizi temsil
ettik.Hayal ettiğimiz ve planladığımız daha birçok proje ve etkinlik var. Bu
doğrultuda her yıl yaptığımız gibi 2020 yıllık aktivite planımızı da Ocak
ayında sizlerle paylaşacağız. "İzmit
Dünya Tarihi İçin Önemli Bir Yerdir ...!" sloganıyla çıktığımız yola
"İzmit'te Yaşamayın, İzmit'i Yaşayın" diyerek İzmit'e “kültür, sanat
ve turizm kenti” kimliğinin kazandırılmasına, gerçekleştirdiğimiz yerel, ulusal
ve uluslararası projeler ile destek olmaya ve katkı sağlamaya devam ediyoruz.
Kültür
ve Sanatın bu kadar içindeyken kendi ilgilendikleriniz dışında sanatın başka
bir dalıyla ilgileniyor musunuz ya da hiç kitap yazmayı düşündünüz mü?
Uğraştığımız
projeler nedeniyle sanatın birçok dalıyla doğal olarak iç içeyiz . Birçok
sanatçıyla ve sanatçı gruplarıyla projeler gerçekleştiriyoruz. Ben de hobi
olarak resim yapmak isterdim fakat bu konuda yeteneğim olduğunu düşünmüyorum.
Yakın zamanda olmasa bile ileriki yıllarda kitap yazma planım var. Kısmet diyelim.
İzmit’te
Uluslararası film festivali düzenleme fikri nasıl oluştu?
2012 yılından bu
yana uluslararası film festivallerine çektiğimiz filmlerle yarışmacı olarak
katılıyoruz. Bu festivallerde önemli isimlerle tanışma fırsatımız oldu. İlk
olarak 2014 yılında sadece İzmitli yönetmenlerin İzmit’te çektiği kısa
filmlerin gösterim aldığı “1. Art Nicomedia Kısa Film Günleri”ni düzenledik.
Bir sonraki yıl ulusal çapta yönetmenler bu etkinliğimize katılmak istediler ve
biz de 2015 yılından itibaren “Art Nicomedia Ulusal Kısa Film Festivali”
düzenlemeye başladık. 2018 yılındaki festivalin ödül törenine Hatice Aslan,
Turgay Tanülkü, Irmak Ünal ve Engin Benli gibi ulusal çapta tanınmış sinema ve
dizi oyuncuları katıldı. 2018 yılından itibaren İzmit Belediyesi işbirliği ile
“İzmit Uluslararası Kısa Fim Festival”i düzenlemeye başladık. 2018 yılı festival temamız “Deprem”, 2019
yılı festival temamız ise “Sanat ve Sanayi” idi. Bu konuda iyi ilerliyoruz.
Tamamı yönetmen, yapımcı ve akademisyenden oluşan 5 yabancı 10 yerli toplam 15 jüri
üyemiz var. 2019 yılında 5 kıtadan 548 film festivale başvuru yaptı. Bu tarz
festivaller yıllandıkça değer kazanıyor. 2020 yılında festival temamız “Kadın”
olacak.
Sizce
İzmit’te kültür, sanat, edebiyat ve etkinlikler nasıl ilerliyor, İzmit’in
geleceği ile ilgili neler düşünüyorsunuz bize biraz bahseder misiniz?
Birçok kurum ve
kuruluş bu konuda gayret gösteriyor ancak kentin kültür ve sanat çakraları tam
olarak açık durumda değil maalesef. Kocaeli genelinde toplam 2.000 civarında
fabrika bulunuyor ve geneli itibarıyla 3
vardiya düzeninde bir kentte yaşıyoruz. Sanayi kenti olmak kentte kültür,
sanat, tarih ve turizmin olmaması anlamına gelmiyor. Avrupada birçok kentte
bunun örneğini görebilirsiniz. Bu
kentte üretim yapan, işgücünü kullanan, az yada çok bir şekilde kentin havasına, suyuna,
toprağına dokunan tüm fabrika ve kuruluşların kentin sosyal, kültürel ve
sportif yaşamına da dokunması gerektiği inancındayım. Özellikle İstanbul, İzmir
gibi büyük kentlerde büyük firmaların sponsorluğunda uluslararası kültür ve
sanat festivalleri düzenleniyor. Türkiye sanayinin kalbi konumundaki kentimiz
bu anlamda yalnız bırakılıyor.
Sizce
İzmit tarihini etkileyecek bir olay, ortam, tema ya da yapı var mı?
Sadece avrupalılar
için değil tüm dünyanın ilgisini çekecek tarihihsel değere sahip bir kentte
yaşıyoruz. Elbette bir Paris bir Londra değiliz ama bir turist kafilesi İzmit’e
geldiğinde gezecek görecek bir sürü tarihi turistik yer bulabilir. Bir kent
düşünün ki, 500’e yakın tescillenerek koruma altına alınan kültür varlığına
sahip olsun ama sanayi kenti olarak anılsın ve bilinsin. Sanırım dünya üzerinde
tarihsel bilinirlik açısından İzmit kadar talihsiz bir kent daha yoktur. Bir
kent olarak yaklaşık 2.300 yıllık aralıksız bir geçmişe sahip olan ve birçok
medeniyete evsahipliği yapmış kentimizde hem Roma, hem Osmanlı hem de
Cumhuriyet dönemlerine ait onlarca yer, yapı ve alan bulunuyor. Nikomedya(İzmit)
Roma İmparatorluğu’nun en parlak döneminde imparatorluk başkentliği yapmıştır.
Dünyadaki ilk inanç hoşgörüsü fermanları Nicomedia’dan yayınlanmış ve dünya
tarihinde önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. 300’lü yıllarda inşa edilen
Nicomedia antik tiyatrosu bugün İzmit’in en güzel yamacında günışığına
çıkarılmayı beklemektedir. Bu tiyatro ortaya çıktığında İzmit’te turizm
patlaması yaşanacaktır. İzmit Orhan Camii Türkiye’deki birkaç kılıçla Cuma
namazı hutbesi okunan fetih camisinden birisidir. Ayakta kalmayı başarıp
günümüze kadar ulaşan Kasr-ı Hümayun(Saray) Türkiye’de İstanbul dışındaki tek
saraydır. Mimar Sinan’ın 600 yıl önce yaptığı Pertev Paşa Camii tüm heybetiyle
kenti selamlamaktadır. Bugün İzmit'te olması gereken binlerce belki de
onbinlerce parçası özellikle 1800'lü yıllarda tarihin şahitlik ettiği en büyük
tarihi eser yer değiştirmelerinden birine evsahipliği yapmış olmasına, bir
kısmı İngiltere'deki dünyanın en büyük müzesi British Museum'da, Fransa'da
Louvre Müzesi'nde ve avrupanın çeşitli önemli müzelerinde sergileniyor olmasına
rağmen, Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya Müzemizde Paleolitik, Helenistik, Roma,
Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait binlerce eser sergilenmektedir. Ve elbette
meşhur İzmit pişmaniyemiz dünyanın en uzun tatlısı olarak Guiness Rekorlar
kitabına girmiştir.
Teknoloji
çağındayız ve yapay zeka insanlığı etkisi altına almış durumda. Her gün dünya
daha da ileriye gidiyor. Bu sizin
çalışmalarınızı nasıl etkileyecek? İyi ya da kötü anlamda...
Teknolojik
yenilikler ve özellikle yapay zeka önlenemez bir hızla hergün daha da gelişiyor
ve evriliyor. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde önce mühendislik, doktorluk, hatta
avukatlık gibi mesleklerde insanların iş bulması zorlaşacak. Robotlar ve yapay
zeka bu işleri yapıyor hale gelecek. Birgün duygu ve hislerin yerini yapay
zekalar alır mı bilemiyorum fakat sanat herzaman varolacak.
Son
çalışmanız “Gez Çiz Yaz İzmit” bize biraz yaptığınız çalışmalardan bahseder
misiniz?
Kent tarihine ve
kent belleğine katkı sunma hedefiyle Mayıs ayında Selim Sırrı Paşa Konağı ile
başladığımız "Gez Çiz Yaz İzmit" projemiz kapsamında, belirlediğimiz
etkinlik takvimi doğrultusunda, her etkinliğimizde İzmit'in tarihsel geçmişi
olan, yapısal bütünlüğünü günümüze kadar korumayı başarmış bir yapı yada
alanına gidip yerinde doğaçlama ve sanatsal aktiviteler gerçekleştirdik. Her
etkinlikte, önce gidilen tarihi yapı/alanın tarihsel geçmişi, mimari
özellikleri, başından geçen ilginç olaylar tarafından katılımcılara aktarıldı,
sonrasında ise katılımcılar tarafından tarihi yapı/alanla ilgili sanat
dallarında çalışmalar gerçekleştirildi. 6 ay boyunca 14 farklı tarihi mekanda
gerçekleştirdiğimiz workshop etkinliklerimize 18 farklı sanatçının dahil olduğu
toplam 74 katılım sağlandı. Sizin de dahil olduğunuz "Gez Çiz Yaz
İzmit" projemizin bu seneki proje döngüsü içerisinde üretilen resim,
edebiyat, fotoğraf, karikatür, minyatür, minimal öykü, beste dallarında olmak
üzere toplam 41 eseri "Gez Çiz Yaz İzmit Lansman Sergisi"mizi Symbol
AVM Meydan'da 10,000’in üzerinde sanatseverlerle buluşturduk. Bu projeye
önümüzdeki yıl farklı tarihi mekanlarda ve farklı içeriklerle devam etmeyi
planlıyoruz.
“Gez
Çiz Yaz İzmit” etkinliklerinde iyi ya da kötü geçen anılarınız oldu mu?
6 ay süreyle
sürdürdüğümüz"Gez Çiz Yaz İzmit" projemiz genel olarak gayet
eğlenceli ve üretken geçti. Güzel arkadaşlıklar kuruldu, iyi bir takım olduk.
Kötü demeyelim ama rotamızı karıştırıp antik su kemeri workshop etkinliğimizden
geri dönüp Santa Barbara Kulesi’ne geçtiğimiz etkinlik ilginç bir anıydı.
Akın
Bey, bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Gül Anasal
Kocaeli Gazetesi Köşe Yazarı
26 Aralık 2019
Yorumlar
Yorum Gönder